Başkanın Mesajı

baskan.jpgYÜZÜNCÜ YILDA MAKİNA SANAYİ

Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılı 2023, hedeflerin konduğu ve geleceğimizin inşasında muhasebelerin yapıldığı önemli bir kilometre taşı. Ancak, bu yılda yaşadığımız depremin getirdiği büyük acılar yüreğimizdeki yerini hala korurken, gösterdiğimiz toplumsal dayanışma, tüm zorlukları birlikte aşabileceğimizi bize bir kez daha göstermiş oldu.

Sivil savunma ve üretim gücümüzü ortaya koyan bu zor günlerde, firmalarımız deprem bölgesinde ihtiyaç duyulan tüm makine ve teçhizat stoklarını kamunun kullanımına sundular. Deprem bölgesinde faaliyet gösteren ve hasar alan başta gıda, tarım ve tekstil alanlarındakiler olmak üzere imalat sanayinin en kısa sürede ayağa kaldırılması için var gücümüzle çalışıyoruz.

Türkiye makine ihracatı, 2022’de serbest bölgeler dahil 25,5 milyar dolar ile rekoruna ulaştı. Pandemi koşullarına rağmen son 5 yılda ihracatımızı yüzde 75’e yakın artırırken geçen yılın yüzde 11 üzerinde bir artış sağladık.

Buna karşın, artan makine ve teçhizat yatırımları ve pandemi sonrasında arkasına aldığı sübvansiyonlarla agresifleşen Uzak Doğu politikaları makine ithalatında da benzer bir artışa neden oldu. Sene sonu itibarıyla ithalat yüzde 11 kadar artışla 38 milyar dolara tırmanırken, bu alandaki dış ticaret açığımız 12,5 milyar dolar oldu.

50 milyar dolar hacme ulaşan ve hızla büyüyen ülkemiz makine pazarının ekonomimize olan faydasını daha yukarlara çıkarmak için odaklanmamız gereken alanlar bulunmakta. Özellikle, küresel rekabette ileri gitmiş makine dallarında Uzak Doğu’nun niteliksiz ve dampingli mallarının haksız rekabetinden korunmak için etkin tedbirler alınmalı. Yatırım Teşvik Mevzuatının ithalatı kolaylaştırır yönleri hızla gözden geçirilmeli, aksine yerli malını destekler yapıya kavuşturulmalı. Devletin doğrudan veya dolaylı olarak dahil olduğu Kamu İhale Kanunu ve istisnaları yanı sıra kamu özel işbirliği projeleri gibi alımlarda, yerli malını tercih eden uygulamalar etkinleştirilmeli.

Dünyanın geleceğimizi tehdit eden iklim felaketlerine açık olduğu bilimsel çalışmalarla ispat edilmiş bir gerçek. İklim değişikliği ile mücadelede atılan küresel adımlara benzer olarak Türkiye’nin 2053 yılı net sıfır karbon hedefi, karbon salınımını asgariye indirecek makine ve üretim yöntemlerine olan ihtiyacın artması bakımından sektörümüze önemli bir misyon yüklüyor. Daha az hammadde ve enerji sarf ederek daha çok iş ve üretim yapan yöntemler geliştirmek, emisyonu, firesi, atığı düşük makine ve tesisler tasarlamak, yeşil enerji üretimiyle ilgili yeni teknoloji ve sistemler ortaya çıkarmak hedefi, sektörümüzü ve ürünlerini büyük dönüşümde merkezi bir konuma yerleştirmekte. Bu yöndeki proaktif yaklaşımımızı arttırarak sürdüreceğimiz yeşil dönüşüm süreci sektörün gelişimine yeni bir manivela olacaktır.

İmalat sanayindeki sürükleyici rolü kadar tüm sektörlere girdi sağlayıcı ve dönüştürücü yapısı bakımından bir lokomotif olarak gördüğümüz sektörümüzün gelişimine hizmeti ülkemize hizmet olarak görüyor ve bu uğurda emek sarf eden tüm meslektaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.


Adnan Dalgakıran